Trafik Kazasında Vücutta Hasar Yüksekse Tazminatta Yüksek...

Sosyal ve ekonomik durumları, davacının kafatasında kırık oluşacak biçimde yaralandığı ve uzman bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporla iyileşme süresinin 9 ay olarak saptandığı dikkate alındığında oluşan zararın ağırlığı hususları göz önünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan bir miktar düşük manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir. T.C. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2015/17163 K: 2018/9802 K.T.: 30.10.2018 MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalının idaresindeki araçla karşıdan karşıya geçmeye çalışan davacıya çarpması sonucu oluşan kazada, davacının ağır biçimde yaralandığını ve işgöremez hale geldiğini, tedavi masrafı yapan ve kazanç kaybına uğrayan davacının tüm maddi ve manevi zararlarından davalının sorumlu olduğunu belirterek belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 200,00 TL. maddi ve 30.000,00 TL. manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş; 17.09.2015 tarihli artırım dilekçesiyle, geçici işgöremezlik tazminatı taleplerini 1.258,00 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili, ceza davasında şikayetinden vazgeçen davacının tazminat talep hakkı bulunmadığını, davaya konu kazada davalının kusursuz olduğunu, davacının tedavi giderlerinin davalı tarafından karşılandığını, kaza ile illiyet bağı bulunmayan zararlardan davalının sorumlu olmadığını, istenen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 1.258,00 TL. geçici işgöremezlik tazminatı ve 3.250,00 TL. manevi tazminatın davalıdan tahsiline, davacının geçici işgöremezlik zararına ilişkin fazlaya dair haklarının saklı tutulmasına, diğer maddi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davacının kazadaki yaralanmasından kaynaklanan sürekli işgücü kaybı bulunmadığının, olay tarihindeki mevzuat hükümlerine uygun biçimde, konusunda uzman bilirkişi heyeti tarafından saptanmış olmasına göre; davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı taraf, dava konusu kaza sonucu yaralanmasından duyulan üzüntü nedeniyle, 30.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece, talebin kısmen kabulüne karar verilerek hükümde belirtilen miktarda manevi tazminata karar verilmiştir. 6098 sayılı TBK’nun 56. (BK’nun 47.) maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. O halde mahkemece; meydana gelen trafik kazası sonucu, davacının cismani zarara uğraması nedeniyle duyduğu acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının kafatasında kırık oluşacak biçimde yaralandığı ve uzman bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporla iyileşme süresinin 9 ay olarak saptandığı dikkate alındığında oluşan zararın ağırlığı hususları gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, bir miktar düşük manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 30/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi